Haber

Karamollaoğlu: Bu seçim beklentilerin üzerinde sonuçlar verecek

ANKARA -Cumhurbaşkanı adaylarının belirlenmesinin ardından iktidardan muhalefete tüm ittifakların gündeminde milletvekili seçimlerine yönelik işbirliği arayışı var. Bir yanda Millet İttifakı bazı illerde ortak liste yapmaktan bahsederken, diğer yanda Saadet Partisi, DEVA ve Gelecek Partisi’nde yer alacak ‘İttifakta İttifak’ formülünü gündeme getirdi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu tarafından tartışılıyor. Listelerin teslim edileceği 9 Nisan’a kadar sürmesi beklenen müzakerelerin nasıl sonuçlanacağı merak konusu.

İktidar kanadı açısından liste tartışmalarının yanı sıra Refah ve Hüda Par ile ittifakını genişleten AK Parti’nin bu kararlarının seçimi nasıl etkileyeceği de tartışılıyor. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, AK Parti’nin Cumhur İttifakı’nı büyütme yönündeki son dakika adımları için milletvekili seçimlerinde çoğunluğun sağlanması için Millet İttifakı içinde işbirliği arayışını elzem görürken, “Tayyip Bey’i Türkiye’de görüyorum” dedi. şu an biraz panik. Kaybetme ihtimalinin arttığını görüyorum.”

Cumhurbaşkanlığı yarışına giren Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın adaylığını “Hiçbir sonuç çıkmayacağını bildiğiniz halde ısrarınızın cumhurbaşkanlığı seçimini doğrudan etkileme yolu” olarak yorumlayan Karamollaoğlu’na göre, HDP’nin kararı aday göstermemek “mantıklı bir karardır”. davranış”.

Karamollaoğlu, tüm risklere rağmen seçim sonucuna ilişkin şu açıklamayı yapıyor: “Bu seçim beklentilerin üzerinde bir sonuç verecek. İlk turda kazanma şansı var. Kılıçdaroğlu’nun tahmin edilenden daha fazla oy alacağını ve fark yaratacağını düşünüyorum” diyor.

Karamollaoğlu, aralarında Gazete Wall’un da bulunduğu bir grup gazetecinin seçim sürecine ilişkin sorularına şu yanıtları verdi:

‘ÜÇLÜ İTTİFAK TOPLANTILARINDA BİRKAÇ GÜN BEKLEYECEĞİZ’

Seçimde işbirliği ne düzeyde? İttifak içinde ittifak olarak tanımlanan formülde sonuca ulaşıldı mı?

Henüz bir sonuca varılmadı. Birkaç gün daha sabredeceğiz. Bu ittifakın varlığı her üç parti ve Millet İttifakı’nın meclisteki çoğunluğu için değerlidir. Çünkü ayrı bir seçime daha girdiğimizde kesin sonucu alamıyoruz. Herkes sorunu kendi yöntemiyle ele alır. Birkaç gün daha bekleyeceğiz.

Hiçbir sonuç elde edilemezse, bir formülasyon ne olurdu?

Bu durumda muhtemelen 81 ilde tek başımıza seçime gireceğiz. Bu şekilde doğala girdiğimizde alacağımız sonucu net olarak göremiyoruz ama hep birlikte girdiğimizde çok daha büyük başarılar elde edeceğimize inanıyorum.

2018 seçimlerinde olduğu gibi CHP veya UYGUN Parti listelerinden seçime girme formülü uygulanıyor mu?

Böyle birkaç insan olabilir ama onun hakkında önceden bir şey söylemek imkansız. Bu son günün işi. Öne çıkan kişilerin Meclis’te temsil edilmesini sağlamak veya önemli bir sonuç alamadığımız takdirde Meclis’te sesimiz olabilecek birkaç kişinin bulunmasını sağlamak. Çok büyük sayılar değil. Bazı tezler ortalıkta dolaşıyor. Küme oluşturmak için yeterli. Olumsuz. Biraz daha mahremiyet gerektiren çok özel konulardır. Şu anda bir şey söylemenin, müzakereye çevirmenin vs. yanlış olduğunu düşünmüyorum.

Seçim işbirliği çalışmasında Saadet logosundan vazgeçmeyi düşünür müsünüz?

Türkiye’de 2-5 milletvekili olan il sayısı 25-30 civarında. Tabii burada soruna farklı yaklaşmak gerekiyor. Yani bunlar mutlaka tartışılır ve değerlendirilir. Bütün illerde seçime gireceğiz derken, girmezsek, desteklediğimiz ve birlikte olduğumuz bir parti oradan milletvekili mi seçecek, girmezse elbette tartışılacak. . Ama bunlar yüzlerce milletvekili değil. 15-20 ilde çıkaracağınız milletvekili sayısı 30 civarındadır. O yüzden abartmamak lazım ama değerlidir. Arkadaşlar pazarlık yapılıyor. Six Tables olarak bu sorunlardan bize sürekli bahseden arkadaşlarımız var. Ayrıca üçlü ittifakı da sonuçlandırmak için bir çalışma ve gayret içerisindeyiz. Olacağı zaman mutlaka son gün olacaktır.

9 Nisan’da listeler açıklanmadan Altı Masa toplantısı olur mu?

Böyle bir görüşme aklımıza gelmedi, konuşmadık. İhtiyaç hissedilirse hızlı bir şekilde bir noktaya gelinecektir. Liderler temelde aktiftir. Herkes sonunda kendi görüş ayrılıklarını ve anlaştıkları konuları aktarır, ona göre sonunda bir karar verilir.

‘REFAH’IN AYKIRILIĞI’

Görünen o ki, ittifak yasası değişince ortak liste zorunlu hale geldi. Eğer bir anlaşmaya varamazsanız, meclis çoğunluğunu almanız zor olmaz mı?

Bu mevcut hükümet için de geçerli. Yani bir taraftan MHP girecek, diğer taraftan MHP AK Parti’nin listelerinden aday gösterecek. Çünkü bir grup oluşturacak kadar milletvekili çıkarması pek mümkün görünmüyor. Tekrar Refah’a gireceğiz diyor. Hep Başkanlığa karşı oldunuz. Cumhurbaşkanlığı babanı bıraktı, yeni bir parti kurdu. Bundan sonra sadece cumhurbaşkanına destek olmak için oraya gideceksiniz, ben yine bu taraftan seçime gireceğim diyeceksiniz. Benim için tam bir çelişki. Tayyip Bey’in bunlara razı olmasının sebebi bence Yeniden Servet aday göstermezse oylarının bir kısmının kayıp gitmesi. Bugün kayma ihtimali yüksek. Dolayısıyla Tayyip Bey ona “gir” emri vermiş gibi görünüyor. Yoksa bunun mantığını göremiyorum. MHP’den ayrılan oyların da gidecek yerleri var. Bu kaygıya sahip oldukları için çelişki içindedirler. Net bir duruşları yok. O yüzden farklı, bence partide bazı milletvekilleri olacak ve onlar da seçime gidecek ve seçmenin tamamı olmasa da bir kısmını kendileri tutacak. muhalefeti güçlendirmek.

Refah’ın Cumhur İttifakı’na katılması sizi nasıl etkiledi? Oradaki üssünüzden bir yönlendirme var mı?

Elbette bize bir etkisi olacak, olumlu bir faydası olacak…

Tayyip Bey de Meclis’teki çoğunluğu dikkate alacak ama temelde Cumhurbaşkanlığı seçimi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu partilerden azar azar da olsa oy alabilirse bu kendi lehine olacaktır. Hüda Par için rakamlar belli oldu. Demek ki ihtiyacı var. Dolayısıyla Tayyip Bey’in yaklaşımında nerede küçük bir oy potansiyeli görsem, elli bin, 100 bin… Onu kazanmak için atak yapmayı gerekli görüyor.

‘TAYİP BEY’İ PANİKTE GÖRÜYORUM’

Bu matematik miktarı mı? Hüda Par’ın bazı açıklamaları Kürt seçmende ve kadın seçmende ters tepebilir mi?

İnsan telaşlı, huzursuz, bir yerden bir şey kazanırken diğer taraftan kaybediyor. Şimdiye kadar Hüda-Par’a oy verenler bu seçimde Tayyip Bey’e oy verebilir ama Kürt seçmen oraya oy verenlerin çok üzerinde. Yani buradan mutlaka insan kazanacağız derken daha fazlasını kaybetme ihtimalimiz olabilir. Neticede Tayyip Bey’i şu an biraz panik içinde görüyorum. Kaybetme ihtimalinin arttığını görüyorum. Bu nedenle her çareye başvurması gerekiyor, her çareyi arıyor. Bu yüzden insanlar çok kolay hata yaparlar. Yani anladığım kadarıyla o oyu aldığımda ne kaybederim düşüncesi orada işe yaramıyor.

‘KAZANABİLECEĞİNİ BİLEREK SEÇİME GİRMEK BAŞKA BİR NİYET GEREKTİRİR’

Cumhurbaşkanlığı seçiminde 4 aday yarışacak gibi görünüyor. İnce’nin tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesinden nasıl bir sonuç çıkar bilmiyorum ama seçime 4 adayın girmiş olması birinci cinste sonucu etkileyecek gibi. Seçimi kazanamayacağını bile bile seçime girmek başka bir niyet gerektirir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini de etkilemektir. 1 milyon, 3 milyon oy alacağım. Yani bu niyetle girdiğinizde, kimden oy aldığınıza göre denklem değişiyor. hesaplı bir iştir. Vazgeçip vazgeçmeyeceklerini göreceğiz.

Ata İttifakı adayı Sinan Oğan’ın durumunu nasıl görüyorsunuz?

aynı formda. Yani bir sonuç çıkmayacağını bildiğiniz halde ısrarınız seçim sonucunu, doğrudan Cumhurbaşkanlığı seçimini etkileyecek bir yoldur. Bunun sonucunu göreceğiz.

‘BU SEÇİM TAHMİNLERİN ÖTESİNDE SONUÇLANACAK’

4 aday seçimin ikinci tipte kalmasına neden olabilir. Durum bu olsa bile Erdoğan ve Kılıçdaroğlu’nun ikinci tipte kalacağını söyleyebiliriz. Sizce 2. cinsin riski nedir?

Bu seçimin iddiaların ötesinde bir sonuç vereceğini düşünüyorum. Birinci tipte kazanma şansı olduğunu düşünüyorum. Kılıçdaroğlu’nun tahmin edilenden daha fazla oy alıp fark yaratacağını düşünüyorum. Tabii ki, bu nihayet bir varsayım, varsayım. Tayyip Bey de bunun tam tersini ispatlamak için kolları sıvadı. Her şekilde denir. Kümelenme, insanları da etkilemeye çalışmakta, toplumun genelini etkilemek için çare aramaktadır.

‘MASA’DA KRİZ BİTTİ, HENGAME’DE SORUN YOK’

Adaylık sürecinde sağlam bir kriz yaşadınız, o krizi bir formülle aştınız ama geriye kalan oldu mu? GÜZEL Parti ruhu masaya döndü mü?
Yani Meral Hanım yaşıyordu, çünkü bir insanın hayatta olması için ruhunun bedeninde olması gerekir. O yüzden ruhu masadaydı galiba.. Bunlar aşıldı, bir daha gündeme geleceğini sanmıyorum. Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda anlaşmaya varıldı. En değerli şey oydu. Diğer partiler de kendileri seçime girecek, orada da bir sıkıntımız yok. O zaman kavga etmekte sorun yok.

5-6 genel başkan yardımcısı ile yönetimin nasıl olacağı tartışılır. Bu seçmenin kafasını karıştırıyor mu?

AKP onu karıştırmak için çok uğraşıyor. 5-6 kişi bir araya gelip karar verecek… Kabine 5-6 değil, 20-25 bakan tarafından belirleniyor. Bir bakanın imzası olmadan o kanun, kanun hükmünde kararname işlemez. Neden karşılaştırmıyorlar? AK Parti 15 yıl Türkiye’yi bu şekilde yönetti. Depreme 1,5-2 gün geç müdahale ediyorsanız sırf bu sistem sayesinde. Ordunun, sınırda bir saldırı olur olmaz hemen yanıt verebilmesi için Başkanlık onayına ihtiyacı var. Böyle bir mantıkla mümkün mü?

Başkanların Altı Masa’da yürüteceği 5 Başkan Yardımcılığı görevine iki belediye başkanı eklendi. YETER PARTİ iki belediye başkanının yardımcılığını ‘yönetici yardımcısı’ olarak farklılaştırarak sunuyor. Bundan rahatsız mısın?

Hayır, Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir ayrım olmayacağını tavrıyla belirledi. Siyasi partilerin seçim sonuçlarına göre bakanlar arasında bir dağılım yapıyoruz. Orada tartışılır ve tartışılır. Dedikleri gibi, doğmamış bir bebek için külot biçmek, bakanlıkları paylaşmak, ne olacağı belli değilken yanlış bir yaklaşım değildir. Meral Hanım muhtemelen geçmişte bir kez söylemiş olabilir ama artık böyle bir tartışmam yok diyor. Bu tartışmayı seçimden önce tartışmak bize fayda sağlamaz, zarar verir, çatışma çıkarır.

‘HDP Mantıklı Bir Duruş Sergiledi’

HDP’nin aday göstermeme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu karar nedeniyle iktidar kanadından Millet İttifakı’na ağır eleştiriler geliyor. Seçim sürecinde de devam edecek gibi görünüyor.

HDP milletvekilliği seçimlerine farklı giriyor. Aday gösterdiğinde seçilemeyeceği kesin. O mantıklıydı. Tabii bunu iktidar yapıyor, muhalefet de Hüda Par’ı alıp devirerek aynı etkiyi yaratmaya çalışıyor. Bunlar daha kısır bir döngü hakkında. Siyasi parti üyeliği birçok yönden güçlendirildi. İlkelerimize bağlı kalmalı ve bu yolda çaba göstermeliyiz ama karşı tarafa da kin, düşmanlık, hainlik etiketleri yapıştırarak bunu uç bir noktada gündeme getirirsek yanlış olmayacaktır.

Seçim güvenliği konusunda endişeli misiniz?

Evet ya da hayır diyemeyiz. En büyük endişemiz sanki sandıklara müdahale edilebilir mi? Sandıkları korumak bunun için değerlidir. Bundan daha değerlisi seçmen kütüklerini korumaktır. Bugün Türkiye’de hayal edebileceğimizden çok daha fazla göçmen var. Türk vatandaşı olmuş birkaç milyon insan olduğunu düşünüyorum. Bir seçim güvenlik komitesi var ama ben kişisel olarak bazı çalışmalar yapılmasına rağmen tam olarak nitelikli olduğumuzu düşünmüyorum.

Seçilecek yerlerden bayan adayınız olacak mı?

Umarım olur. Bir kez seçilmemiz gerekiyor. GİK’te yüzde 10-15’lik bir kadın yoğunluğu var ama bu kez kesin seçilebileceğimiz yerlerden kadınlar aday olacak, inşallah sonuç alırız.

‘KEMAL GÜZEL ÜÇ GİZLİ KADINI ADAY GÖSTERDİ’

CHP’de Emine Uçar gibi başörtülü adaylar görüyoruz.

Kemal Bey bu kez CHP’de devrim yapıyor ve kimsenin tahmin edemeyeceği isimler getirdi. Herhalde kendi içinde bazı zorlamalar yaratıyor ama her şeye rağmen Kemal Bey üç başörtülü hanımı aday gösteriyor. Mesela Sivas’ta Yazıcıoğlu’nun oğlunu, İstanbul’da caminin müezzinini göstermek değerlidir. Bu tür girişimlerdeki bunalımı ister istemez diğer bölümlerde de ona olan güveni artırıyor.

‘TOPLUM ZAYIFLAMAYA BAŞLADI’

Kadına yönelik şiddetle ilgili 6284 sayılı Kanun görüşülüyor. Ayrıca makalenin revize edilmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?

Kadına yönelik şiddeti önlemek devletin görevidir. Ancak bugüne kadar alınan tedbirler bunu sağlamadı. Gerekirse daha fazla yaptırım önlemi alınması gerekir. Misal olarak söylüyorum: Bir kişi çıkacak, kendi çocuklarını ve eşini hiç acımadan vahşice katletti. Gerekirse bu tür durumlarda ölüm cezası bile getirilmelidir. (6284 Sayılı Kanun) Değiştirilmesi gereken noktalar var. Batıdan kanunları olduğu gibi alıp meclisten geçirmemeliyiz. Her konu ayrı ayrı tartışılmalı ve tartışılmalıdır. Çoğunun ihtiyaç duyduğu konu ailenin korunmasıdır. Aile bir erkek, kadın ve çocuklardan oluşur. 2 kadın ve 2 erkek aile kavramının karşılığı değildir. Adını ne koyarsanız koyun, bunu aile olarak kabul etmeyeceğim. Toplum giderek daha fazla zayıflamaya başladı. Nüfus artışı da azalmaya başladı. Yani tek ebeveynli aileler var. Bu çocuklar sağlıklı büyümüyor. Toplumun geleceğini düşünüyorsak, o zaman toplumun geleceğini garanti altına alacak kararları da düşünmek zorundayız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu